15 Ağustos 2006

Bilimkurgu nedir, ne değildir?

Bilim kurgu mu, bilimkurgu mu sorusu kafamı kurcalarken aklıma geldi, nereden çıktı bu tanım?
Bildiklerimi doğrulatmak için biraz internette araştırdım, eski kitaplar açıldı, gecenin bir vakti başka bir işim yokmuş gibi dilbilim araştırmacısı kimliğine büründüm.
Bazen Dr. Jekyll'ın bulduğu formülün sade kahve ya da alkol olduğuna inanıyorum. Benim Mr. Hyde'ımı ortaya çıkaran -bu gecelik- kahve oldu.

Bilimkurgu çok yeni bir tür, öncülü olarak Mary Shelley'i kabul ederseniz sadece 180 yıllık. Bu türün tanımlanması ise sadece 80-90 yıl önce gerçekleşebildi. Bu kadar kısa bir tarihe sahip olması, bu türün sınırlarının muğlaklığını açıklamak için önemli bir nokta.

1908 yılından itibaren Modern Electrics isimli, ana konusu yeni bilimsel gelişmeleri duyurmak ve günlük hayata etkilerini açıklamak olan derginin kurucusu, Hugo Gernsback ilk tanımı yaptı. Scientific Fiction - Bilimsel Kurgu. Gernsback, derginin Bilim ve Buluş sayfalarında, scientific fiction adını verdiği makaleler yayınlamaya başladı. Hatta Amazing Stories dergisinin ilk ismi bu kelimelerden uydurduğu, "Scientifiction"dı. Daha sonra 1929 yılında son halini aldı: science fiction - bilimkurgu. Tanımlayan kelime bulundu, peki tanımlanan tür! Neydi bilimkurgu? Gernsback'a göre;
" Bilimsel olgular ve kehanetlerle karışmış, düşsel, sürükleyici bir öykü...
Bu şaşırtıcı öyküler yalnızca tutkulu okumalar olarak kalmamalı, aynı zamanda eğitici de olmalı. Bugün bizim için bilimkurgu olanların, yarın gerçekleşme olasılığı hiç de imkansız değildir."
Gernsback'in "How Science Fiction Got Its Name" makalesini buradan okuyabilirsiniz.

Örneğin bir başka tanım: "Düşsel, mantıklı tahminler" ( Pierre Versins ),
bir başkası: "dış dünyalara açılmak yerine, iç dünyalara övgü" ( J.G. Ballard ),
bir başkası: "hergün yaşadığımız içsel ve dışsal deneyimlerimizin eğretileme oyunlarıyla olağanüstü biçimde ele alındığı bir edebiyat." ( Christoper Priest ),
ya da şuna bakın: "Bilimkurgu masalsı hayalgücünün edebiyatıdır. Bilimkurgu öykülerinde mekan ve zaman makineleri bizi kendimizin, dünyamızın, tanıdığımız tüm gerçekliğin ötesine, gelecekte ve uzak gezegenlerde hiçbirimizin görmediği uzak gerçekler dünyasına taşır. Bilimkurguda bilmediğimiz güçlere, dünyaüstü varlıklara ve bize olanaksız gibi görünenlerin mümkün olduğu büyülü dünyalara rastlarız. Bu harikalar, olağandışı bakış açıları bilimkurgunun gerçek özünü, büyüleyiciliğin kaynağını oluşturur. Bunlar olmadan bilimkurgu diğer herşeye benzerdi:olağan, tanıdık, sıradan, alışılmış..." ( Alaexei ve Cory Panshin )

Karmaşanın içinden çıkılabilecek gibi değil.Pierre Versins'in "Ütopya, Olağanüstü Geziler ve Bilimkurgu Ansiklopedisi" isimli kitabında 802. sayfada (!) yazdığı cümle muğlaklığın yarattığı çaresizliği güzelce açıklıyor: " Eğer bu noktaya kadar okuduklarınızdan hala ne olduğunu anlayamadıysanız... ". Çok net değil mi? 800 sayfada bile açıklanabildiğine yazarın da inancı yok. Ama akıllı okuyucu algılamıştır -umarım- çaresizliğini anlamak zor değil.

Bilimkurgu özünde bilimsel temele dayanıyor, bununla ilgili kimsenin sıkıntısı yok. Latince scientia-bilgi kökeninden gelen bilim nedir?
Einstein şu tanımı yapmış : Her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabasıdır.
Russel ise şunu : Gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabasıdır.

Gözlemek, akıl yürütmek, hipotez üretmek, deneye tabi tutmak ve sonunda daha iyi bir kuram ortaya çıkıncaya kadar "doğru" kabul edilecek kuramı oluşturmak. Bilim tarihi çürütülmüş hipotezler ve geliştirilmiş kuramlarla dolu.

Bilimkurgu yaratıcıları, öyle ya da böyle yarattıkları dönemlerin bilimsel gerçekliklerine uymaya çalışırken -ya da esinlenirken-, kendi akıl yürütmeleri sonucu hipotezler oluşturarak düşsel hikayeler oluşturlar. Dolayısıyla da ilerleyen dönemlerde bilimkurgu olarak görülmeme şansları yüksektir. Ya da yarattıkları hipotezler o dönem için çok akıl dışı görünüp, ileride bilimkurgu kabul edilebilirler. Bu kadar esnek bir düzlemde yer alan bilimkurguyu -keskin sınırlarla- tanımlamak gerçekten zor. Ama aynı zamanda bilimkurguyu bu kadar özel kılan da bu esneklik.

Benim kendi görüşümce bilimkurgunun bazı sınırları var; birincisi, mantık sınırları dahilinde olması. İkincisi, kökleri mitlere, halk öykülerine ve peri masallarına dayanan Fantastik kurgudan farklı olarak, gerçekleşebilirliği.
Ve şu ana kadar okuduğum tanımlamalar içerisinde en basit ve doğru bulduğum:"Düşsel, mantıklı tahminler"

Dip Not: Bilimkurguyla ilgili dağıtılan ödüllerin en önemlilerinden birisi olan Hugo ödülü, Hugo Gernsback'in anısına verilmektedir.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home